Her türden işletme siber saldırılara maruz kalabilir, ancak bu tür saldırıların küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) üzerindeki etkisi genellikle çok daha yıkıcı olur.
Araştırmalara göre KOBİ’lerin yalnızca %16’sı olası bir siber saldırıya karşı kendini tam anlamıyla hazır hissederken, %92’si siber suçların oluşturduğu tehdidin farkında ve %43’ü son iki yıl içinde en az bir siber saldırı yaşamıştır.
Neden KOBİ’ler siber saldırılara karşı daha savunmasız?
Sorun tehditlerin bilinmemesi değil, bunlara karşı koymak için gereken kaynakların eksikliğidir:
- Yetersiz bütçeler,
- Uzman personel eksikliği,
- Uygun bir siber güvenlik stratejisinin olmaması,
- Zayıf BT altyapısı ve güvenlik sistemleri.
Bu eksiklikler, KOBİ’leri genellikle daha büyük organizasyonlara göre daha kolay hedef haline getirir. Ayrıca siber suçlular, büyük şirketlere erişim sağlamak için onların KOBİ ölçekli tedarikçilerini de sıklıkla hedef alır. KOBİ’ler için sadece saldırıları önlemek değil, başarılı bir saldırıdan sonra etkili kriz yönetimi yapmak da zordur. Yetersiz kaynaklar, aşağıdaki konularda zorluk yaratır:
- İtibar yönetimi
- Regülatörlerle iletişim ve raporlama yükümlülükleri
- Müşteri, iş ortağı ve tedarikçilerle kriz iletişimi.
Sonuçta, KOBİ’lerin müşteri güveni kaybı, itibar zedelenmesi ve maddi zarar gibi siber saldırı sonuçlarıyla baş etmesi büyük bir mücadeleye dönüşür.
KOBİ’ler için siber güvenlik tehditleri
Siber suçlular genellikle sistemlerdeki güvenlik açıklarını hedef alır — örneğin, güncellenmemiş yazılımlar veya korunmasız ağ bağlantıları. Bu açıklardan faydalanarak sisteme virüsler, Truva atları veya casus yazılımlar yerleştirirler. Bu zararlı yazılımlar:
- Sistem kontrolünü gizlice ele geçirebilir,
- Hassas verileri izleyip çalabilir,
- Şirketin mali veya dijital varlıklarını hedef alabilir.
Çoğu zaman bu saldırılar, veri kurtarma veya sistem erişimini geri kazanma karşılığında fidye (ransomware) talepleriyle sonuçlanır. Bir diğer yaygın saldırı türü ise sosyal mühendisliktir. Burada siber suçlular, insanların güven veya otoriteye saygı gibi özelliklerini manipüle eder. Kendilerini güvenilir kişi ya da kuruluşlar gibi tanıtarak çalışanlardan hassas bilgiler elde ederler. Ayrıca, dikkatsiz iç uygulamalar da verilerin yanlış ellere geçmesine yol açabilir:
- Zayıf veya kolay tahmin edilen şifreler,
- Ofis ortamında yazılı bırakılan notlar, hatırlatmalar veya parolalar gibi.
Korunmak, iyileşmekten daha kolaydır
Siber tehditler karmaşık görünse de, temel prensipleri anlamak savunmanızı planlamanın en iyi yoludur.
- Siber güvenliği öncelik haline getirin ve yönetim kurulunun gündemine alın. Çünkü siber saldırı yalnızca BT departmanını değil, tüm organizasyonu etkiler.
- NIS2 ve GDPR gibi regülasyonların gerekliliklerini yerine getirin.
- Bir saldırı gerçekleşirse, kriz planınız (incident response plan) hazır olmalıdır.
Eğer siber güvenlik konusunda uzman değilseniz, güvenilir bir BT güvenlik ortağıyla çalışmak hayati önem taşır. Bu partner, yama yönetimi (patch management), parola politikaları (password management) ve çok faktörlü kimlik doğrulama (multi-factor authentication) gibi önlemleri doğru şekilde uygular.
Ek Bilgi:
- Yama Yönetimi (Patch Management): Yazılımlarınızı her zaman güncel tutarak bilinen güvenlik açıklarını kapatma süreci.
- Parola Yönetimi Politikası (Password Management Policy): Minimum parola uzunluğu, düzenli parola yenileme gibi güvenlik kurallarının tanımlanması.
- Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama (MFA): Parola/PIN, cep telefonuna gönderilen doğrulama kodu ve biyometrik yöntem (örneğin parmak izi) gibi yöntemlerin kombinasyonu.
Yasal yükümlülükler
Kendi operasyonlarınızı korumanın yanı sıra, müşteri ve iş ortağı verilerini korumak ve NIS2 ile GDPR gibi düzenlemelere uymak zorundasınız. GDPR 2018’den beri yürürlükte olsa da, NIS2 Direktifi 16 Ocak 2023’te yürürlüğe girdi ve Ekim 2024 itibarıyla tüm AB ülkelerinde yasal hale gelecek. Ancak endişe verici biçimde, şirketlerin yalnızca %34’ü NIS2’ye tam hazırlıklı. Yeterli güvenlik önlemleri alınmadığında kişisel verilerin kaybı ya da çalınması, ciddi para cezaları ve itibar kaybı ile sonuçlanabilir.
Siber sigorta yaptırmalı mısınız?
Bir siber saldırının finansal etkisi KOBİ’ler için yıkıcı olabilir. Küçük işletmeler bir saldırı sonrasında ortalama 955.000 dolar harcama yapmak zorunda kalıyor — bu miktar, birçok KOBİ’nin kaldıramayacağı bir yük. Yine de birçok KOBİ’nin siber sigortası bulunmuyor. Örneğin, İngiltere’de 2022 verilerine göre:
- Orta ölçekli işletmelerin yalnızca %56,2’si,
- Küçük işletmelerin %40’ı,
- Mikro işletmelerin ise yalnızca %16,8’i siber sigorta yaptırmıştı.
Siber sigorta, yasal süreçler, kriz iletişimi ve tazminatlar gibi saldırı sonrası maliyetleri azaltmak için önerilir. Ancak sigorta, sağlam bir güvenlik altyapısının alternatifi değil, yalnızca tamamlayıcısıdır. Üstelik uygun önlemler olmadan, sigorta teminatı almak da zorlaşır.
Uzman bir güvenlik ortağından profesyonel destek alın
KOBİ’lerin çoğu, kendi siber güvenliğini yönetmek için yeterli kaynaklara sahip değildir. Bu nedenle, ihtiyaçlarını anlayan ve uygun maliyetli güvenlik çözümleri sunan profesyonel bir partnerle çalışmaları gerekir. Konica Minolta, KOBİ’lerin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamada 20 yılı aşkın deneyime sahiptir.
Hizmetleri arasında:
- Siber güvenlik ve ağ çözümleri,
- Yönetilen baskı sistemleri,
- Akıllı video güvenliği,
- Tam yedekleme güvenliği için bulut çözümleri yer alır.
Uzman ekibimiz, işletmenizin ihtiyaçlarını ve bütçesini analiz ederek en uygun güvenlik stratejisini geliştirir. Ayrıca, bu strateji işletmenizin büyümesine paralel olarak düzenli olarak gözden geçirilir ve güncellenir.