Bulut üzerinde depolanan ve kullanılan veri miktarı her geçen gün artıyor; birçok şirket BT altyapısının büyük bölümünü, hatta tamamını buluta taşıyor. Bulut hizmetleri, belirsizlik dönemlerinde kuruluşlara daha fazla esneklik sunuyor. Google Cloud Brand Pulse Survey Q4 2022 raporuna göre, küresel teknoloji ve iş liderlerinin %41,4’ü mevcut ekonomik koşullar nedeniyle bulut tabanlı hizmet ve ürünlere yatırımlarını artırmayı planlıyor.
Bulut altyapısının özel sunuculara, yerel depolama aygıtlarına veya taşınabilir bellek cihazlarına olan ihtiyacı azaltması, onun “yeşil” bir çözüm olarak görülmesini sağlıyor. Ancak, veri merkezi ihtiyacı arttıkça, bu tesisleri üretmek, inşa etmek ve işletmek için gereken enerji, soğutma sistemleri, elektronik bileşenler ve altyapı kaynakları da artıyor.
Peki bulut bilişim gerçekten sürdürülebilir mi? “Yeşil veri merkezi” mümkün mü? Ve bulut teknolojisi sürdürülebilirliği nasıl geliştirebilir?
Bulut bilişim veri merkezleri ile yerel sunucuların karşılaştırılması
Genel olarak, tekil şirketler kendi yerel sunucularını büyük ölçekli bulut veri merkezleri kadar enerji verimli şekilde yönetmekte zorlanıyor.
Şirket içi sunucular genellikle olması gerekenden daha büyük planlanıyor ve bu da tam kapasite kullanılmasalar bile aynı miktarda enerji harcamalarına neden oluyor.
Bulut veri merkezleri ise donanım, yazılım, depolama ve ağ kaynaklarının sanallaştırılması sayesinde kaynakları talebe göre dinamik olarak paylaştırabiliyor. Ayrıca bulut sağlayıcıları, kullanıcıların tüm kaynaklarını aynı anda tüketmemesi nedeniyle kaynak paylaşımı (overbooking) yöntemiyle kapasite kullanımını optimize ediyor.
Ayrıca, ortak belgelerin ve dosyaların bulut üzerinde saklanması (örneğin Microsoft Teams üzerinden) yerel sürücülerde birden fazla kopya oluşmasını engelliyor. Bu da toplam veri hacmini ve buna bağlı kaynak tüketimini azaltıyor.
Veri merkezlerinin kaynak tüketimi
Fransa merkezli The Shift Project verilerine göre, 2025 yılına kadar küresel CO₂ üretiminin %8’i dijital ekonomiden kaynaklanacak.
Veri merkezleri ne kadar verimli olursa olsun, faaliyet göstermek için büyük miktarda elektrik ve su tüketiyor.
- Veri merkezleri bugün küresel elektrik tüketiminin %3’ünden sorumlu, 2030’da bu oranın %4’e ulaşması bekleniyor.
- Ortalama bir hiper ölçekli veri merkezi, yılda 20–50 MW elektrik kullanıyor — bu, yaklaşık 37.000 haneyi beslemeye yetecek enerji anlamına geliyor.
- Soğutma sistemleri için günde yaklaşık 1,7 milyon litre su kullanılıyor.
- BM’nin öngörüsüne göre 2025 yılına kadar dünya nüfusunun %50’si su stresi yaşayan bölgelerde yaşayacak.
Ek olarak, veri merkezleri kritik verileri barındırdıkları için tam yedeklilik gerektiriyor. Bu da her zaman yedek sunucular, güç kaynakları ve soğutma sistemleri anlamına geliyor — dolayısıyla kaynak kullanımı iki katına çıkıyor.
Ancak araştırmalar, yerel sunuculardan buluta geçişin hâlâ önemli ölçüde enerji tasarrufu sağladığını ortaya koyuyor.
Microsoft-WSP ortak çalışmasına göre, bulut bilişim enerji verimliliğini %93 artırabilir ve kurum içi altyapıya kıyasla %98 daha az sera gazı emisyonu oluşturabilir.
Daha sürdürülebilir bulut hizmetleri için üç önemli krite
Tüm veri merkezleri sürdürülebilirlik açısından aynı değildir. Bulut hizmetlerinizin çevreye etkisini en aza indirmek için sağlayıcınızı seçerken şunlara dikkat etmelisiniz:
- Uluslararası sertifikasyonlar - ISO 14001 (Çevre Yönetim Sistemi) veya LEED (Yeşil Bina Sertifikasyonu) gibi belgeler çevresel verimliliğin göstergesidir.
- Kaynak kullanımı verileri - Sağlayıcının CO₂ emisyonu, su tüketimi ve atık miktarı hakkında şeffaf veri paylaşması ve bunları azaltmaya yönelik planları bulunmalıdır.
- Yenilenebilir enerji kullanımı - Veri merkezlerinin %100 yenilenebilir enerji ile çalışması ideal olandır. Bazı sağlayıcılar yüksek oranlarda yenilenebilir enerji kullanarak bu hedefe yaklaşmaktadır.
Konica Minolta ve bulutta sürdürülebilirlik
Konica Minolta, mümkün olan en sürdürülebilir bulut hizmetlerini sunmayı hedeflemektedir.
Şirket, bu hedef doğrultusunda çeşitli veri merkezi sağlayıcılarıyla iş birliği yapmaktadır:
- Microsoft Cloud Solution Partner olarak, hizmetlerinin bir kısmını Microsoft veri merkezlerinde barındırır.
- Dört merkez LEED Gold sertifikalıdır, 74 merkez daha sertifikasyon sürecindedir.
- Microsoft, 2025 yılına kadar %100 yenilenebilir enerji kullanmayı ve 2030’a kadar sıfır atık hedefini taahhüt etmiştir.
- Konica Minolta Cloud Print Solution – Workplace Pure , Almanya’nın Magdeburg yakınlarındaki Biere, Bördeland’daki Open Telekom Cloud üzerinde barındırılır.
- 1.3 PUE (Power Usage Effectiveness) değeriyle benzer veri merkezlerine göre %30 daha az enerji kullanır.
- USGBC LEED Gold sertifikasına sahiptir ve tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışır.
- Konica Minolta ayrıca Hannover (Almanya) ve Stockholm (İsveç)’te iki kendi veri merkezini işletmektedir.
- Her ikisi de %100 yenilenebilir enerji kullanır ve ISO 14001 sertifikalıdır.
- Hannover merkezi, dış sıcaklık 27°C’ye kadar çıktığında bile doğal hava soğutması ile çalışır ve ek klima ihtiyacı duymaz.
Bulut bilişimi sürdürülebilir şekilde kullanmak
Kaynak verimliliği yüksek sağlayıcılar ve sanallaştırma teknolojileri kullanarak, enerji tüketimini ve karbon salımını azaltabilir; böylece işletmenizin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayabilirsiniz.