26 Ağu 2025
WhatTheyThink’in Printing Outlook 2025 araştırmasına katılanların çoğunluğu için yanıt “hayır” oldu.
Operasyonların %40’ı için tesis verimliliğini artırmak bir numaralı zorluktu. Geçen yıl da bir numaralı sorun buydu. 2019’da ise işletmelerin yalnızca %18’i için bir endişe kaynağıydı.
Sektör, şu ihtiyaçları da kapsayan çeşitli zorlukların baskısı altında:
Daha kısa ve hızlı teslim süreli işleri daha iyi yönetmek – Genellikle şirket verimliliği üzerinde en olumlu etki, yönetilebilecek iş miktarını artırmanın daha verimli ve etkili yollarını araştırarak sağlanabilir. Araştırma, yazılım ve cobot gibi donanımlar kullanarak üretimi otomatikleştirme fırsatını ortaya koydu.
Daha çeşitli iş karması sunmak – Katılımcıların %20’si baskı ürün uygulama yelpazelerini çeşitlendirmeyi düşündüklerini belirtti. En önemli fırsatlar arasında %8 ile ambalaj baskısı ekleme ve %5 ile dijital etiket/kaplama baskısı ekleme yer aldı.
Nitelikli personel eksikliğini gidermek – Katılımcıların %36’sı nitelikli personel bulmanın bir zorluk olduğunu söyledi. Pandemi öncesinde de bir sorun olan bu durum, son beş yılda daha da belirgin hale geldi. Bu da iş akışı otomasyonuna yatırım yapma eğilimini artırıyor.
Teknoloji ile evrilmek – İki yıl önce, yüksek hızlı üretim inkjet baskı ekipmanı eklemek katılımcıların %19’u için odaktayken, bu oran geçen yıl %8’e ve son ankette %5’e düştü. Toner tabanlı dijital baskı ekipmanı eklemek ise iki yıl önce %12 iken bu yıl %7’ye geriledi. Toner tabanlı dijital ekipmanı üretim inkjet ile değiştirme oranı %8’den %10’a çıktı, ofset ekipmanını elden çıkararak dijital baskıya yoğunlaşma ise %6’dan %5’e düştü. Bu yılki ankette katılımcıların %22’si herhangi bir yatırım planlamadıklarını belirtti. Görünüşe göre odak noktası yeni teknolojiler sunmaktan mevcut yetenekleri konsolide etmeye kayıyor. Ayrıca birçok şirket, yeni yetkinliklere erişim sağlamak için başka bir şirket satın alma seçeneğini de değerlendiriyor.
Bu operasyonel hususlar ve daha fazlası, uygun otomasyonun devreye alınmasıyla olumlu yönde etkilenebilir. Bu nedenle iş akışı otomasyon yazılımının %16 ile ikinci sırada planlanan yatırım olması şaşırtıcı değil. İlk sırada ise %23 ile dijital üretim için sonlandırma ekipmanları yer alıyor.
Otomasyon iki farklı şekilde etki gösterebilir – ya üretim ekipmanına entegre edilerek ya da işleri üretime aktarma, ilerlemeyi takip etme ve teslimat ile faturalandırmadan önce ek işlem adımlarını tamamlama gibi birden fazla süreci tek bir operasyonda birleştirerek.
Gördüğümüz üzere her operasyonun otomasyonla çözülebilecek farklı fırsatları ve zorlukları var. Doğru alanların fayda sağladığından emin olmak ve en etkili sonraki adımları belirlemek için bir değerlendirme yapılmalıdır – bu, ya iç ekiple ya da harici uzmanların desteğiyle gerçekleştirilebilir. Harici gözler ayrıca hangi yeni en iyi uygulamaların benimsenmesi gerektiğini de ortaya çıkarabilir.
Önemli olan, önce etkili bir şekilde otomasyona geçirilebilecek alanların ele alınması, ardından istisnaların işlenmesidir.
Ancak, sorunlu noktaların belirlenip çözülmesi tek faktör değildir. İyileştirmenin gerçekleşmesi için gereken zaman ve maliyet açısından da değerlendirme yapılmalıdır.
Tam üretim sürecinin otomatikleştirilmesi sıkça konuşulan bir konu olsa da, bu yalnızca sınırlı sayıda senaryoda pratik olarak uygulanabilir. En iyi yaklaşım, operasyonların değerlendirilmesini yapmak ve hem maliyet açısından hem de çalışan operasyonları bakımından en büyük etkiyi yaratacak olanları uygulamaktır.
Donanım açısından bakıldığında, Konica Minolta’nın satır içi Intelligent Quality Optimiser (IQ-601) çözümü, tekrarlanabilir ve tutarlı renk desteği sağlar. Baskıların ön-arka kaydının son derece kolay bir süreçle ayarlanmasına imkan tanır ve baskı linearizasyonunu tek bir düğmeyle veya otomatik olarak planlanmış şekilde gerçekleştirir. Renk profilleme ve doğrulama özelliği, baskıların belirli kriterleri geçip geçmediğini gösterir veya baskı makinesinde yapılması gereken işleri belirler; uygun denetleyici ve renk yönetim yazılımıyla birlikte bu işlemler artık dakikalar içinde tamamlanabilir. Bu süreç öylesine basitleştirilmiştir ki, ayrıntılı renk yönetimi bilgisine sahip olmayan herhangi bir operatör bile malzemeleri kolaylıkla yeniden profilleyebilir. Baskı makineleri ayrıca çizgiler, lekeler, izler veya arkaya geçen mürekkep gibi görüntü hatalarını otomatik olarak ölçebilir, tanıyabilir ve düzeltebilir. Bu da çalışma süresini artırır ve gerekli servis çağrılarının önemli ölçüde azalmasını sağlar.
Baskı makinelerindeki satır içi (inline) ve satır yanındaki (nearline) sonlandırma yeteneklerindeki sürekli iyileştirmeler ise daha geniş bir ürün yelpazesini karşılamaya yardımcı olur. TU-510e ile yapılan satır içi kesim, kartvizit, kartpostal, broşür, dört kenar kırpma ve perforajlı çıktı gibi ürünler için kullanılabilir. Yeni satır içi yetenekler arasında farklı laminasyon seçenekleriyle basılı materyalin soğuk laminasyonu da yer almaktadır.
Yazılımla iş akışı otomasyonunu devreye almanın en basit yollarından biri, iş gönderimi için hot folder kullanımıdır. Tekrarlayan birçok süreç bir dizi kuralla tanımlanabilir ve ardından otomatikleştirilebilir; değerlendirme sırasında belirlenebilecek farklı çözümler de mevcuttur. Farklı iş akışı karmaşıklıkları, ihtiyaç duyulan otomasyon düzeyleri ve hacimler için uyarlanmış çeşitli seçenekler vardır. Teorik olarak bir iş, ilk gönderimden doğrudan baskıya kadar hiçbir insan müdahalesi olmadan ilerleyebilir. Donanım kullanımının etkinliğini ve kaliteyi güvence altına almak için kalite kontrol noktaları entegre edilebilir.
Bu yaklaşım, süreç iş akışının e-ticaret çözümleriyle entegre edilmesiyle daha da geliştirilebilir. Yakın zamanda hayata geçirilen bir uygulama, iki operatör ve dört baskı makinesine sahip bir baskı tesisinde e-ticaret çözümünün doğrudan üretim iş akışına dahil edilmesine odaklandı. Bunun sonucu olarak, tekrar eden operasyonları gerçekleştirecek çok sayıda yeni personel eklenmeden baskı makineleri tam kapasiteyle çalıştırıldı.
